Izgara Tavuklu Sandviç
Yaklasik 400 kaloridir
-Üst veya alt ekmeğini yemeden,mayonez eklemeden,ketcapla tüketirseniz 250 kcal alırsınız veee 2 dilim ekmek + Yaklasık olarak Et hakkınızı tüketmis olursunuz
Formda kaliniz,sevgiler ;)
Folik asit ve/veya magnezyum eksikligi, stres hormonlarinin serbest kalmasina sebep olarak depresyonunun nedenlerinden biridir. Keyfinizin kacması ve dogal antidepresanlar olan karbonhidratları fazla tüketme riskine karsi kan degerlerinizi kontrol ettirin...
Sendromsuz baslayan ve mutlu suren bir hafta gecirmeniz dileklerimle! :)
Formda kalın Dyt. Ruhan S.Y
Kahve, kökboyasıgiller familyasının coffea cinsinde yer alan bir ağaçın çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesiyle elde edilen tozun, süt ya da su ile karıştırılmasıyla elde edilen içecektir.
Kahve ağacı; çicekleri beyaz ve hoş kokulu, kirazı andıran meyvasının içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten 3 yıl sonra meyve veren bir ağaç türüdür. Bol yağış alan (1500-3000 mm), ortalama sıcaklığın 18-24 oC arasında olduğu ve don olayının görülmediği Ekvator’un25o Kuzey- 30o Güney’ i arasında kalan kuşakta yetişir
Kafein Nedir?
Bilim dilinde trimethylxanthine olarak bilinen ve kimyasal formülü C8H10N4O2 olan kafein, yaygın olarak kullanılan bir uyarıcıdır. 63 değişik bitkinin meyvesi, tohumu ve yaprağında bulunur. Bu maddenin en bilinen kaynakları arasında, çay yaprakları, kahve ve kakao çekirdekleri ve kola tohumları bulunmaktadır. Kafein ayrıca, başka birçok bitkinin de yaprağı veya tohumundan elde edilmektedir. Saf kafein kokusuzdur ve acı bir tattadır. Günlük hayatımızda kafein tüketimimizin en başta gelen kaynakları kahve, çay, kola ve çikolata olsa da bazı uyarıcı haplar, bazı ağrı kesiciler, bazı diyet hapları ve çeşitli reçeteli ilaçlarda da kafein bulunmaktadır.
Bilimsel Bakış Açısı?
AJCN ' de yayımlanan bir makaleye göre belirli bir fincanın üzerinde içilen kahvenin (fincan adedini belirtmek istemem,kişiye özel öneriler kahve tüketiminde de doğru olacaktır) Diyabet riskini azalttığından bahsedilmektedir. Ancak bununla birlikte kahvenin bir özelliği de adenozin salgısını arttırması ve bunun için taşikardiye (kalp atım hızının fazlalaşması) sebep olabilmesidir.
Anne adaylarına bilgi vermem gerekirse,gebelik sürecinde kafein alımının düşük riski oluşturabileceğine dair birtakım bilimsel veriler varoldugundan,sevgili anne adaylarının kahveyi Jinekologlarına danışmadan içememeleri en doğru karar olacaktır.
Gördüğünüz gibi farklı çalışmalar ve birbirinden tamamen farklı öneriler oluşabiliyor kahveye dair...
Sağlıklı bir birey iseniz,kronik bir hastalığınız yok ise,bir beslenme programı içinde dahi olsanız,az şekerli yahut şekersiz Mis Kokulu Bir Kahve yi bence hakediyorsunuz.Eğer yazıyı okuyan benim danışanım iseniz, ki vazgeçilmeziniz kahve ise mutlaka programınızda bir ekleme ben tarafından zaten yapılmıştır ancak yinede hala kahveden bahsetmemişsek, mukakkak kahve tüketimine değinelim derim ;)
Kahve kokusu tadında,formda günler dilerim...
Dyt.Ruhan Süme Yiğit
Gıda mevzuatımıza göre her paketlenmiş ürünün arka kısmında içerik,besin öğeleri,saklama koşulları,üretim-son kullanma tarihi gibi bilgiler yer alması zorunludur.Nitekim ,bizim de önerdigimiz gibi ,güvenilir markalardan yapılan alısverişlerde güvenilir etiketler bulmak mümkün olacaktır.Hazır besin alımında ve tüketiminde en önemli nokta da işte tam bu konuyla alakalıdır "etiket okumak"...
Nedir etiket okumanın faydaları?
-Etiket okuma sayesinde kişi tükettiği besinde bulunan her türlü madde hakkında bilgi sahibi olmus olur.
-İçerikteki besinlerden herhangi birine bir alerjisi veya intoleransı varsa o besini tüketmeme yoluna rahatlıkla gidebilir.
-Sizleri yanıltan bir takım kalori oyunlarına da gelme riskiniz oldukca azalır.
-Yapılan bilimsel calısmalar kişinin besini masum görmesi ile tüketim fazlalıgı arasında bir dogru orantıdan bahseder.Psikolojik olarak ortaya cıkan bu etki ile kalorisinin düşük olduguna inandıgınız besini daha fazla yemek davranısı gösterirsiniz.Etiket okuma alışkanlığı sayesinde ise ,realite ortadadır ve karar yine ve yeniden sadece sizde olacaktır.
Sağlıklı beslenmenin de yolu okumaktan geciyor anlasıldıgı üzere...
Güneşli ve formda günler dilerim ;)
Dyt.Ruhan Süme Yiğit
Uygulamarım içerisinde besin intolerans (besin duyarlılık) testleri de bulunmaktadır.İlgilenen danışanlarım olur ise bilgi icin 240 08 08 nolu telefondan bilgi alabilirsiniz
Sevgiler
Merhabalar Sevgili Sağlıklı Beslenme Yolcuları,
Son zamanlarda sık duyduğum sorular üzerine yazmak istedim bu yazıyı.
Diyetle bölgesel kilo vermek...
Aslında kulağa hoş geliyor değil mi? Bir diyet programına baslayacaksın,hiç spor yapmadan problemin nerde ise o kısmın eriyecek,artık o kalça ise kalça karın ise karın...Sadece o bölgen eriyecek ve diger bölgeler aynen kalcak veyahut sadece istedigin kadar o bölgelerden de vereceksin! Harika yahu :)
Ama ama amaaa,malesef öyle bir gercek yok sevgili dostlar! Durum şöyle, profesyonel ellere gittiginizde,ölçümler sonrasında size hazırlanan diyet programı ile aldıgınız ve yaktıgınız kaloriyi negatif yöne ceviriyorsunuz,kilo verişiniz yağdan olmaya baslıyor evet ancak,bunun gidisatını belirlemek malesef yediginiz besinlerle değil -bazı besinler bölgesel olarak da etkili olabilir ancak hem yüksek miktar gerekir hem de etkiki öyle zannetiginiz gibi kocaman degildir-yağ depolarınızın genetik kodlarıyla belirleniyor.Sizin eskiden beri gelen bir göbek bölgesi yağlanma probleminiz var ise şayet,o bölgeye uygun egzersizler yapmadıgınız takdirde yine baska bölgelerden yağ gidişi olabiliyor.
Bir diyet yoktur ki sizin sadece göbeginizi veya kalçanızı eritsin.Mucize br besin yoktur ki sizin bölgesel yağlarınıza nüfus etsin ve sizi o şekilde zayiflatsin...
Sözün kısası sağlıklı beslenme ve ömürlük uygulanabilicek sporlar diyoruz ya,işte o bölgesel zayıflamanında anahtarı aslına bakarsanız ;)
Şekilli :) Formda ve Mutlu Kalın!
Egzersiz sırası ve sonrasında dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:
Egzersize yemeklerden en az bir bucuk saat sonra başlayın.
Egzersize önerilen sekilde başlayıp, zamanla arttırmak gereğini unutmayın
Kendinizi aşırı yormayın,ertesi gün tekrar spor yapabilecek gücünüz ve keyfiniz olsun.
Vücudunuzda rahatsızlık hissederseniz egzersizi bırakın.
Egzersiz sonrası içeceğiniz 1 SB light süt yağ yakımınızı arttıracaktır,yanında alacağınız 1 porsiyon taze meyve, kan şekerinizi de dengeleyerek spor sonrası harika bir ara öğün oluşturacaktır.
Yüzme, tempolu yürüyüş ve bisikletteki gibi deri altındaki kan dolaşımı arttıran sporlar yağ yakımınızı destekleyecektir.Kilo verme ve koruma döneminde karın,bacak ve basende sıkılaşma isteniyorsa o bölgeleri calıştıracak kalistenik egzersizler yapılmalıdır
Hayatınızın içinde egzersizler bulundurmayı unutmayın.Haydi asansörü bırakıyoruz!
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan çalışmalarda, son 30 yılda, okul çocukları arasındaki şişmanlığın üç kat arttığı gözlenmiştir.
(Wang Y, Lobstein T. Worldwide trends in childhood overweight
and obesity. IJPO 2006; 1:11-25.)
Son jenerasyon tatlandırıcıların böyle bir etkisi kanıtlanmamıştır,basit şeker almadan beslenmek en sağlıklısı olsa da şeker ve tatlandırıcı arasında seçim yapmak gerekirse Stevia-(bitkisel bazlıdır) veya Splenda yı -(sükralozdur) kullanmak bence en doğru seçim olacaktır
Aktardan alıp,demleme veya suda bekletme usulü ile yapmış oldugunuz cay en orjinal haliyle tükettiğiniz çay olacaktır ancak güvendiğiniz bir aktar bulmanız çok önemli .Bilimsel çalışmalar sonucu hijyenine dikkat etmeyen aktarların ürünlerinde fare pisliği ve toza oldukça yüksek miktarda rastlanılmış.Güvendiğiniz bir aktar yok ise en sağlıklısı bilinen bir markada poşet bitki çayı tercih etmeniz olacak.
Sizlere özellikle kış aylarının gelmesiyle epeyce sıklaşan enfeksiyonlardan korunmak ,daha zinde ve canlı hissetmeniz adına bağışıklık sisteminizi güçlendirecek besinlerden bahsetmek istiyorum.
Bu konuda da her zaman savunduğumuz ‘ Yeterli ve Dengeli Beslenme ‘ nin birinci derece önemli olduğunu söylemeliyim.Kişi her besin gurubundan ,yeterli bir şekilde alırsa, bağışıklığı güçlendirmek adına en doğru şeyi yapmış demektir.Peki ya nedir antioksidan vitamin ve mineraller? Vücumudumuzun savunma sisteminin yegane destekçileri?
İlk olarak antioksidan vitaminler olarak adlandırılan A,C,E vitaminleri,ardından da minerallerin bağışıklığı en çok destekleyenleri, Selenyum,Demir ve Magnezyum ve yağ asitlerinin kıymetlisi Omega-3 yağ asitleri.
Gelelim neler yiyerek bu vitamin ve minerallerden maksimum derecede faydalanabileceğimize;
- A vitamini için havuç, ıspanak, kıvırcık, brokoli, ve özellikle domates, turuncu, kırmızı, yeşil sebzeler
-C vitamini için turunçgiller, çilek, kivi, yeşil biber, enginar, brokoli,asma yağrağı, maydanoz, kuşburnu
-E vitamini için sıvı bitkisel yağlar ile yağlı tohumlar ( badem, soya, ceviz ve fındık ve fıstık türleri )
- Omega 3 yağ asitleri için,derin su balıkları,ceviz ve özellikle kabızlıkta da son derece etkili öğütülmüş keten tohumu.
-Selenyum için deniz ürünleri ve yağlı tohumlar
-Demir için et ve et ürünleri,kurubaklagiller,yumurta ve kurutulmuş meyveler
-Magnezyum için kurutulmuş meyveler,tam tahıllı ekmek çeşitleri,kabak çekirdeği
-Bunlara ek olarak barsak florasında hastalık yapıcı mikroorganizmaların elimine olması adına probiyotik yoğurt ve/veya kefir,vücut detoksu için Sülfürden zengin lahana,pırasa,soğan,sarımsak
Bu besinler tüketilirse kişi bağışıklığını son derece yüksek tutup,çok daha sağlıklı ve zinde kalmayı başarabilir.Hepinize sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum…
Formda ve Mutlu Günlere!
Dyt.Ruhan Süme Yiğit
Paraguay ve Brezilya'da yüzyıllardan beri tatlandırıcı ve tedavi edici özellikleri nedeniyle kullanılan stevia (şeker bitkisi) Japonya'da da otuz yılı aşkın bir süredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılmaktadır. Bu bitkiden elde edilen özütün, kan şekerini düzenleyici etkileri olduğu kabul edilmektedir. Stevia'nın insülin duyarlılığını ve hatta salınımını arttırıcı etkilerinin olduğunu gösteren bazı araştırmaların varlığı diyabet tedavisinde kullanımını destekler niteliktedir.
Stevia bitkisinin ihtiva ettiği Steviosid maddesi, vücudumuzdaki tat duyuları tarafından normal şekerin 250-300 katı daha şekerli olarak algılanmaktadır. Bu nedenle bir tutam şeker bitkisi tozu, bir litre çay, kahve veya diğer içecekleri tatlandırmaya yeterli olmaktadır.
kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Stevia
Beden kütle indeksi artan bireylerde astım prevelansı artış göstermekte.
Obez astımlıların kilo vermesi ile astım septomlarında düzelme ,solunum fonksiyonlarında artış,ilaç kullanımında azalma gösterilmiştir.
Kısaca;normal kilolu astım hastalarının hayat kalitesi daha yüksek olabilmektedir
Astımlı bireyin tükettiğinde fayda görebileceği gıdalar: Somon ,sardalya,tuna,hamsi gibi omega-3 ten zengin balıklar,kuru meyveler,tam tahıllı ürünler,badem,fındık,ceviz ve fıstık türleri gibi yağlı tohumlar,Soğan,sarımsak gibi sülfür içeren sebzeler,beta karoten ve C vitamini içeren sarı, turuncu ve koyu yeşil sebzeler ile sarı turuncu meyveler
(1.Ulusal Sağlıklı Yaşam SEmpozyumu,Obezitenin Yarattığı Solunum Komplikasyonları,Prof Dr Bülent Tutluoğlu)
Gönderen Ruhan Süme Yiğit
Süt başlığını okuyunca birçok danışanımın yüz ifadesini gayet iyi kestirebiliyorum..."Süt içmem,nedeni yok alışkanlık edinmemişim" "Çocukken öyle çok içimişim ki artık tüketmiyorum" "Sütün kokusu bir acaip,içemiyorum" " Süt bende gastrointestinal sıkıntılara sebebiyet veriyor" gibi uzayıp gider... Evet alışkanlık edinmek kolay değil,evet belki sütün kokusu sizlere hitap etmiyor,evet süt bazı kişilerde gaz,ishal veya kabızlık yapabiliyor.Ancak sizlerle süt ile yapılmış bir çalışmayı paylaşmak istiyorum.
American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayımlanan araştırmaya göre süt içen bireyler, diyetlerinden sütü çıkaranlara göre daha fazla kilo veriyorlar.2 yıl boyunca takip edilen bireylerde,günde yaklaşık 2 bardak süt tüketen katılımcıların 5,5 kg kilo kaybettikleri görülürken, süt tüketmeyen bireylerde bu rakam 3 kg ile sınırlı kaldı.
Ayrıca,kilo vermede etkili olanın D vitamini alımı oldugu ve bu anlamda süt ve süt ürünlerinin D vitamini için iyi bir kaynak olduğunu aktarıldı.
Bu arada bir tüyo vermek isterim,sütün laktoz intoleransına sebep olmaması için, (gaz,vs gibi şikayetler gözlemlenir) vücudunuzun sütü unutmaması gerekiyor,süt içmemek alışkanlık haline geldiginde laktaz enzimi yavaş yavaş inaktif oluyor ve siz sütü tolere edemiyorsunuz.Bu yüzden özellikle çocuklarımıza sütü ömürlük sunmak bizler icin oldukça önemli.Şunu da eklemek isterim sadece sütle beslenen çocuklarda demir eksikliği anemisine rastlanabilir,yeterli ve dengeli beslenmek her yaş gurubu için önemli.
Bu arada D vitamini alabilmek,onun dışında sütün içerdiği vitamin ve minerallerden faydalanmak,en önemlisi protein alımını kaliteli hale getirebilmek (hayvansal protein alımı) adına süt tüketimine en iyi alternatif yoğurt,kefir veya ayran tüketmek olacaktır.Formunuzu korumak adına bu ürünlerin yarım yağlı veya light olanlarını tercih edebilirsiniz.
Sağlıcakla,formda ve mutlu günlere...
Dyt.Ruhan Süme Yiğit
Ergenlik döneminde olan gençlerimiz için bir uyarıda bulunmak istiyorum.Yapılan çalışmalarda, Obezite veya fazla kilo sebebiyle bilinçsiz diyet uygulayarak hızlı kilo veren ergenlerde birden fazla endokrin ve metabolik sorunun ortaya çıkabileceğini gösterilmektedir. Ve malasef bunların başında tiroid fonksiyon bozuklukları gelmektetir.
Uzman yardımı almadan veya yanlış yöntemlerle zayıflamaya çalışan ergenlerde görülen bu sorun,tüm hayat boyunca kişide inatçı bir kilo problemine yol açacaktır.
Yaz geliyor diye endişelenmek yerine önümde yaz,kış,ilkbahar,sonbahar,...mevsimler var,sağlıklı olmalıyım ve kilo vermeyi istiyorum ,bu işi başarmalıyım demek gerekiyor.
Kilo vermekle kalmayıp,başardığınızı sağlıkla koruduğunuz günler dilerim!
Dyt.Ruhan Süme Yiğit
Bu şekilde kilo vermem mümkün mü?
Uygulanan programdan önce su-yağ ve kas oranlarınıza bakılmakta ve bazal metabolik hızınız profesyonel tartı aleti ile ölçülmektedir. Dolayısıyla söylenenin altında ya da üstünde yemeniz dengeyi bozmakta istenen sonucu engellemektedir. Programınızda karbonhidrat protein ve yağ dengeli şekilde verilmektedir. Dışına çıkmakla bu dengede bozulmuş olmaktadır. Bu yüzden sağlıklı kilo verme süreci içerisindeyken ve sağlıklı beslenme ömürlük hedeflenmişken söylenenin ne altında ne üstünde yenmeli birebir gidilmelidir. Bu şekilde yağ kaybı gerçekleşecek, kas kaybı olmayacak veya minumumda tutulacaktır.
BKİ (beden kitle indeksi) ne göre ideal kilo,kişinin de mutlu olacağı kilo aralığı göze alınarak belirlenmektedir.
Diyetisyen ile görüşmeniz sonucu, yazılmış olan program size özel yazıldığı için denenmiş sonuç alınmış bir program değildir. Size özgüdür ve amaç sadece kilo vermek olmamalıdır. Sağlıklı beslenmeyi hayatınıza geçirmeyi ve rutin kilo verişi ile birlikte kas kaybının olmaması hedeflenmelidir. Zaman ile alakalı bilgi programa devam ettiğiniz 1 ay içerisinde yaklaşık olarak tahmin edilebilir. (literatüre göre aylık 3 ile 4 kilo arası kilo verisi uygundur.)
Kilo alma problemi olan kişilerde genelde sıkıntı iştahsızlıktır. İştah problemi yemek yeme ile sağlanmalıdır. Yemedikçe kilo verme kilo verdikçe mutsuz olma mutsuz oldukça daha fazla kilo verme kısır döngüsüne girmemek için önerilen yeme programına birebir uyulmalıdır ve alışkanlık haline getirilmedir ki sağlıklı beslenme hayat tarzı haline gelsin. (literatüre göre aylık 1 ile 2 kilo arasında kilo alışı uygundur)
Bu soruyu cevaplamak için ilk önce programla birlikte durum değerlendirilmesi yapılmalıdır. Bunun için belirli bir süre takip yaptıktan sonra herhangi bir bitkisel takviyeye ihtiyacınız olup olmadığına karar verilecektir.